• https://www.facebook.com/levent.ozbek
  • https://www.youtube.com/watch?v=6ltGoG8z5h0&t=4s
 

Matematiksel Modelleme ve Simülasyon
Örselenme- örseleme

Örselenme- örseleme

İnsan beyninin çalışma süreci de tıpkı diğer organlarında olduğu gibidir. Her ne kadar insan beyni yüceltilse de biyolojik çalışma ilkesi kendisini göstermekten sakınmaz. Nasıl ki bozulmuş bir yiyecek yendiğinde mide-bağırsak sistemi kendisini korumak için hemen tepki gösterir- kusarak ya da ishal olarak- bedeni koruma refleksi gösterirse beyin de farklı örgütlenmelerle kendisinin hasara uğramasını engellemeye çalışır. Çeşitli savunma mekanizmaları geliştirerek bu durumu engellemeye, olmadı, çözmek için ertelemeye kalkışır. Her ne yaparsa yapsın kendisini örselenmekten kurtaramaz.

Canlının iç ve dış ortamındaki her tür değişiklik özelleşmiş hücrelerde elektriksel işaretlere dönüştürülerek sinirler yolu ile beyne iletilir, burada algılanır, yorumlanır ve saklanır. Beyinden kas, bez gibi uygulayıcı organlara gönderilen emirler de yine sinir hücrelerinde belirli değişikliklere neden olarak iletilir.

Örselenip kıvranmakta olan beyin, kendisi için çeşitli çözüm yolları sunulabilir, aslında, kendisi bir çözüm peşinde değildir, gizliden gizliye bir savaşın içinde kaybolup gitmeyi göze almıştır. Karar verme mekanizması bozulmuştur. İlk bulduğu çözüm örselenmenin getirdiği yoğun yok olup gitme sancısının yaşanabilecek en güzel duygu durumu – ana rahmine geri dönüş sendromu- olduğunu düşünmektir. Bu durumda, zaten, yapacak hiçbir şey yoktur. Bu süreç ne kadar uzun olursa o kadar rahat edecek ve kendini koruma altına alacaktır. Beynini, yani kendisini var eden nöronlarının çalışmasını etkileyecek çeşitli kimyasal uyarıcıların bilincinden olmasına rağmen, kozadan çıkmak istemeyen bir kelebek gibi kabuğuna saklanıp kalmayı tercih eder.

Dünyanın yok olup gitmesini, var olan eşitsiz bölüşüm ilişkilerini, yaşanan toplumsal örselenmeyi önemsemez. Kendisinin kurup, kendisin kölesi olduğu kozanın bir parçası olarak zamanı ertelemeyi en büyük bir mücadele olarak görür. Ağlar, saklanır, kaçar, ölmek ister ölümüne, ölemez. Şimdiyi aşmak en büyük savaşı kazanmaktır. Şimdiyi kazanabilmek yürek ister. Çözüm, “nasıl dayanılabileceği” sorusunun cevabını, cevap verebilecek bir şekilde ortaya koymaktır. Şiirle ertelemeyi seçer yine.

Zor dostum zor
Petek İrdam’a

Of, zor bir iş, bunu nasıl yapacağım
Hem şiiri yavaşça yazacağım, üzmeyeceğim
Zor, benim işim zor, dostum gerçekten
Bunu neden bana bırakıyorsun!

Dünyanın sonu sözcüklerin sonudur
Dedim ya, hiçbir yere gittiğim yok, buradayım
Neyi düşündüm ben
Memelerini mi
sakız gibi içinde büyüdüğüm gözlerini mi
“en son doğacak olan, ilk doğandır ya da son gelen, ilk gelendir”

Alıntı işte bu aydan parça çalan
Hırsızlıkların diz boyu olduğu zamanlardan
Çaresizlik işte hepsi bu
Güvercin
Gerisi yok
Gerisi 
Sende kalan
Bir avuç parmak izi
Ağlıyorum
Ağlıyorum
Ağlıyorum
Ağlıyorum
Ağlıyorum

Levent Özbek

  
1749 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın